DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Bartın'ın Amasra ilçesinde Cuma gecesi meydana gelen maden kazasında 41 madenci hayatını kaybetti. Yaralılara acil şifalar dileyen Çerkezoğlu, kazada hayatını kaybeden işçilerin yakınlarının ıstırabını hissettiklerini söyledi.

“Her Şeyin Aynı Kaldığının Bilincindeyiz”

"Yine tüm toplumu yas tutan bir katliam madenlerde yaşandı. Sadece son 20 yıla baktığımızda Ermenek, Siirt Şarvan ve farklı illerde meydana gelen büyük afetlerde yüzlerce işçinin hayatını kaybettiğini görüyoruz. Karaman, Ermenek, Kastamonu Küre, Bursa, Balıkesir, Zonguldak, Elbistan, Şırnak’ta ve Soma'da tarihin en büyük iş katliamı olmasına rağmen tek bir kişinin bile tutuklanmamasına üzüldük. 301 çalışanın ölümünden sorumlu tutuldu ve tek bir patron kovulmadı veya istifa etmedi.

Üzülüyoruz çünkü Madencilerin kaderi olan bu ülkede norm haline getirilmeye çalışılan ölümlerin önlenebilir olduğunun farkındayız; yıllardır defalarca savunduğumuz tedbirlerin kamusal alanlarda haykırıldığının farkındayız; rapor olarak hazırlanmış ve ilgili bakanlıklara iletilmemektedir. İnsan hayatı için alınması gereken, akıl ve bilimin zorunlu kıldığı tedbirlerin sadece maliyetleri düşürmek, işçileri susturmak, kârımızı korumak için yapılmadığını bildiğimiz için üzgünüz. Üzgünüz çünkü Böyle bir ortamda bilgi yaymaktan sorumlu kişilerin görevlerini yerine getirmelerini kabul edemeyiz; aynı filmin izlendiği konusunda hemfikir olamayız.

“Yıllardır Düzenin Değiştirilmesi Gerektiğini Söylüyoruz”

Türk Taşkömürü İşletmesi'nin ders çıkarılması gereken sayısız toplu katliam geçmişi olmasına ve bu kurumun bilgi, deneyim, teknoloji kullanımı ve yöneticilerin görevlerini yerine getirmemelerini affedemeyiz. Bu madende patlama tehlikesinin altını çizen Sayıştay Raporu'ndaki tartışmaları, böyle bir felaketin sorumluluğunu üstlenmek şöyle dursun, herhangi bir ahlaki ve etik standartla bağdaştıramayız. Üzgünüz, çünkü yıllardır iş sağlığı ve güvenliği sisteminin sadece madenlerde değil, tüm iş sektörlerinde "yetersiz" olduğunu iddia ediyoruz.

Üzgünüz, çünkü özellikle madencilik sektöründe, daha fazla kâr için uygulanan “üretim baskısı” ve “verimlilik politikası” sonucunda iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinin göz ardı edilmesi korkunç vahşetlere yol açıyor. Metan gazı patlamaya neden olacak sınır değerleri aştığında, "gözden kaçmış" bazında "üretim zorlaması" aramak gerekir. Bu zihniyetin açık ocak madenciliğinde bile yayılmaya başlaması konunun ciddiyetini artırıyor. Biz DİSK olarak bu katliamın takipçisi olacağız ve suçlulardan hesap sorulması için örgütleneceğiz. Bozuk bir sistem için işe yarar bir şey bulmak için mücadele edeceğiz. İnsan onurunu koruyan bir çalışma ortamı yaratmak için yorulmadan çalışacağız.