Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay İhlal Kararına Direndi

Türkiye'de, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Gezi davası sanığı ve Hatay Milletvekili Can Atalay'la ilgili ihlal kararlarına Yargıtay'ın direnişi ve bu durumun anayasal boyutları hukuk çevrelerinde tartışma konusu oldu. Bu karmaşık süreç, Türkiye'nin hukuk sistemi ve anayasal düzeni hakkında önemli soruları gündeme getirdi.

Yayınlanma:
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay İhlal Kararına Direndi

Türkiye'de hukuk ve anayasa alanında yaşanan son gelişmeler, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Gezi davası kapsamında tutuklanan ve 14 Mayıs seçimlerinde Hatay Milletvekili olarak seçilen Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararları ile başladı. AYM'nin bu kararları, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) tarafından Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne iletilirken, süreç içinde önemli bir anayasal çatışma ortaya çıktı.

Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi Kararlarına Direnişi

CUMHURİYET'ten alınan habere göre,Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM'nin kararlarına karşı direnç gösterdi ve bu durum hukuk çevrelerinde büyük bir tartışma konusu oldu. Yargıtay, ihlal yönünde oy kullanan AYM üyelerini hedef alarak, haklarında suç duyurusunda bulunma kararı aldı. AYM'nin 21 Aralık'ta ikinci kez verdiği hak ihlali kararı sonrasında dosya yeniden İstanbul 13. ACM'ye gönderildi. Ancak mahkeme, dosyayı tekrar Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne iletti ve daire AYM'nin kararına ikinci kez uymayarak, anayasal bir krize yol açtı.

Hukuk Çevrelerinden Gelen Tepkiler

Yargıtay'ın bu tutumu, hukuk çevrelerinden büyük tepki topladı. Anayasa hukukçusu ve eski AYM üyesi Prof. Dr. Fazıl Sağlam, Yargıtay'ın kararını anayasanın açık hükmüne aykırı olarak nitelendirdi ve bu durumu anayasa ihlali olarak değerlendirdi. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararını Türkiye'de hukukun sonunu gösteren bir adım olarak eleştirdi. Türk, anayasanın 153. maddesine göre AYM kararlarının bağlayıcı olduğunu ve Yargıtay'ın bu kararlara uyması gerektiğini vurguladı.

Anayasa hukukçusu Sühely Batum, Yargıtay'ın kararını hukuksal olmayan bir yaklaşım olarak değerlendirirken, hukukçu Başar Yaltı da Yargıtay'ın anayasayı ihlal ettiğini ve suç işlediğini belirtti. Yaltı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a da tepki göstererek, anayasaya uygun hareket etmediğini ifade etti.

Jüristokrasi Kavramı ve Anayasal Tartışmalar

Yargıtay'ın AYM'ye yönelik "jüristokrasi" eleştirisi de dikkat çekti. Jüristokrasi, "yargıçların yorumlarıyla şekillenen yasalarla ülkenin yönetilmesi" anlamına geliyor. Bu durum, Türkiye'de hukuk devletinin temelleri üzerinde ciddi tartışmaları beraberinde getiriyor ve anayasal düzenin işleyişi konusunda soruları gündeme taşıyor.

Bu gelişmeler, Türkiye'nin anayasal ve hukuki yapısında önemli bir dönemeç olduğunu gösteriyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararları ve Yargıtay'ın bu kararlara yönelik tutumu, Türkiye'nin hukuk sistemi ve demokratik kurumlarının işleyişi açısından kritik bir öneme sahip. Bu anayasal kriz, ülkenin hukuk devleti olma iddiasını ve demokratik yapılarının sağlamlığını test eden bir durum olarak değerlendiriliyor.