İYİ Parti'de Sarsıcı İstifa: Kazanacak Adayın Yanında Olmalıyım

İYİ Parti, son seçimlerin ardından bir dizi istifa ile karşı karşıya. İstanbul Eyüpsultan İlçe Başkanı Hatice Gürbulak, partideki bazı uygulamalara yönelik eleştirilerini dile getirerek görevinden ayrıldı. Gürbulak'ın istifası, partideki iç dinamikler ve gelecek siyasi stratejiler açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Yayınlanma:
İYİ Parti'de Sarsıcı İstifa: Kazanacak Adayın Yanında Olmalıyım

Türkiye'nin önemli siyasi partilerinden İYİ Parti, son dönemde yaşanan seçimlerin ardından iç dinamiklerinde önemli değişiklikler yaşamaya devam ediyor. Bu bağlamda, partinin İstanbul ilçelerinden biri olan Eyüpsultan'da, İlçe Başkanı Hatice Gürbulak'ın istifası dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor. Gürbulak, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir açıklama ile görevinden ayrıldığını duyurdu.

Parti İçi Demokrasi Eleştirisi

Gürbulak'ın istifasına gerekçe olarak gösterdiği unsurlar arasında, parti içi demokrasiye tahammülsüzlük ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı'nın atama yoluyla göreve getirilmesi gibi konular yer alıyor. Kendisini "atama ile tepeden inen" bir yaklaşımla yönetildiğini belirten Gürbulak, parti içi siyasetin bu tür uygulamalara karşı duyarlı olması gerektiğini vurguluyor. Bu açıklamalar, partinin iç yapılanması ve demokratik işleyişine yönelik eleştirileri de beraberinde getiriyor.

Gürbulak, ayrıca yerel seçimlerin iktidar lehine sonuçlanmasının Türkiye'ye yeni bedeller ödettireceğini öne sürerek, bu durumun istifasındaki bir diğer önemli etken olduğunu belirtiyor. Kendisinin "kazanacak adayın yanında ve ittifakta" yer alması gerektiğini ifade eden Gürbulak, bu görüşüyle partideki mevcut stratejileri ve gelecekteki siyasi hedefleri sorgulama altına alıyor.

Gürbulak'ın açıklamasının tamamı şöyle:

"Kamuoyona Duyurulur…

Hayatım boyunca inandığım değerler uğruna tırnaklarımla kazıya kazıya hep mücadele ettim. Bu durum; siyaset yolculuğumda da aynı şekilde devam etti. Kurucusu olduğum partime de, yaşantımda rol model olarak gördüğüm Meral Akşener sayesinde dahil oldum.

İlk gün ne ise, son dakikaya kadar da hep ülkem ve partim için liyakatin, hak ve adaletin tecellisi için hizmet ettim.

Fakat gelinen noktada görüyorum ki; kadınlara, gençlere, geleceği için endişe duyan ve dezavantajlı durumda olan her bir vatandaşımıza umut kapısı olmak için çıktığımız bu yolda, altı yıldır vermiş olduğum mücadele sonucu “kongrede delegenin helal oyu ile seçilerek” geldiğim Eyüpsultan İlçe Başkanlığı görevimden; şahsi ikballerini ülke ve parti menfaatlerinin önünde tutan, parti içi demokrasiye tahammülleri olmayan, atamayla tepeden inen ve liyakatsizliğin somut örneği olan mevcut İstanbul İl Başkanı, siyaseti kendilerine meslek edinmiş, bu işi geçim kaynağı olarak gören bu ve bunun gibi arkadaşların görmüş olduğu değerle, mücadelesi uğruna benim gibi gecesini gündüzüne katarak çalışan, bırakın menfaati, çoluğunun çocuğunun rızkını hiç düşünmeden ortaya koyan insanlara verilen değer aynı olmuyorsa, keyfi kararlarla emekler hiçe sayılıyorsa, haksızlığa göz yumuluyor ve sessiz kalınıyorsa, kadına ve genç nesle değer verilmiyorsa, kendi içinde hak ve adaleti sağlayamayan bir yönetim anlayışının bu ülkeyi yönetmeye talip olması ne kadar mantıklıdır?

Gelinen noktada daha önce her ne kadar ilçe başkanları toplantısında, ‘hür ve müstakil’ girilmesi yönünde bir tavrım olsa da, sahada bu durumun karşılığı olmadığı ve bizimle de bu durumu değiştirmek için çaba gösterilmediği ortadadır.

İBB’nin, iktidarın hedefinde olduğunu ve seçimlerin de iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye yeni bedeller ödettireceğini düşündüğümden, kazanacak adayın yanında ve ittifaktan yana olmam gerektiğini belirterek bu düşüncelerle görevimden ve İyi partiden istifa ediyorum.

Benimle, benim gibi canla başla mücadele eden tüm arkadaşlarıma hakkımı helal ediyorum. Adaletin hak ve hukukun mücadelesini vermeye devam edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın.