AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Can Atalay ve Hilafet Açıklamaları

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yargıtay'ın Can Atalay ile ilgili kararına ve hilafet tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yayınlanma:
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Can Atalay ve Hilafet Açıklamaları

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk televizyonunda katıldığı bir yayında Türkiye'nin gündemine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. "Hilafet bayrağı" tartışmalarına değinen Çelik, Türkiye'nin gündeminde hilafet konusunun olmadığını ve bu tür bir rejim değişikliği talebinin karşısında olduklarını vurguladı. Çelik, İslam ülkeleriyle işbirliğinin gelişmesinin farklı bir konu olduğunu, ancak bu ülkelerin tek bir mekanizma altında birleşmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Çelik'in açıklamalarından önemli başlıklar şöyle;

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığına, kararın uyulmamasına karar verdi. Daire, söz konusu kararın "jüristokratik" bir davranış olduğunu bildirdi.

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) TİP Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez "hak ihlali" kararı vermesinin ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın yeniden Yargıtay'a gönderilmesine karar vermişti.

Sabah'ın haberine göre, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Şerafettin Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığını, bu bağlamda Anayasa'nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın olmadığını söyleyerek Anayasa Mahkemesi'nin kararına uyulmamasına karar verdi.

Hilafet Tartışmaları

Hilafet gibi gündemimiz yok. Bu tartışmadan kast edilen şey Türkiye'de rejim değişikliği talep etmekse bunun karşısında oluruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin rejimi, anayasal düzeni devlet tarafından korunuyor. Anayasal düzen burada esastır. Bazıları İslam ülkeleri arasındaki işbirliği mekanizması olarak bunu gündeme getiriyor. Geçmiş geçmişte yaşandı ve bitti. Hilafet bayrağı diye bir bayrak yok. Hangi ülkede ise hilafet o ülkenin bayrağı hilafet bayrağı oluyordu. İslam ülkeleriyle aramızdaki işbirliği gelişmesiyle ilgili bir siyasetimizin olması başka bir şey bunların tek bir mekanizma altında birleşebileceğini düşünmek mümkün olmayan bir şey. Tarihsel olarak geçerliliği kalmamış bir şey. Türkiye bir İslam ülkesi olduğu kadar aynı zamanda Türk dünyasının parçası. Aynı zamanda Akdeniz, Karadeniz ülkesi. Yüzyıllar boyunca güçlü bir Avrupa devleti.

Süper Kupa Krizi Neden Yaşandı?

Burada kulüplerimizin taleplerine göre bildirimler kabul edilmiş. Yeni bildirimler söz konusu olunca 'Hepimiz FIFA kurallarına bağlıyız, zamanında yapılsaydı protokole bağlardık, şimdi protokol haricinde adım atamayız' denmiş. Burada 'şurası haklı, burası haksız, federasyon mu, kulüpler mi, Suudi Arabistan mı' tartışmasından çok bütün talepler protokole bağlansaydı muhtemelen bu kriz olmayacaktı. Mesele birden bire Atatürk tartışmasına döndü. İstiklal Marşı'nı, Türk Bayrağını ve formaların üzerinde Atatürk resmi ve imzasının kabul edilmediği söylendi. Aslında baktığınızda İstiklal Marşı protokole bağlanmış. Atatürk sonra gündeme gelmiş. Sayın Cumhurbaşkanımızı, hükümetimizi, partimizi suçlama kampanyasına dönüştü. Bütün bunlardan bağımsız olarak vatandaşlarımız hiçbir krizin parçası olmaksızın bayrak, milli marş ve Atatürk'le ilgili hassasiyetlerini ortaya koydu.

'Bu Bir Ders Olsun...'

Suudi Arabistan 'protokole bağlı kalarak oynansaydı keşke' açıklaması yaptı. Filmi geriye saracak halimiz yok. Buradan herkesin ders çıkarıp, doğru protokollere bağlanması gerekir. Burada bir planlama hatası yapılmış. Şu sorumlu diye bir duruma girmemek lazım. Bundan sonrasında özellikle ulusal değerlerin bu tip tartışmaların konusu haline getirilmemesi lazım. Ulusal değerlerimiz ve sembollerimiz kullanılacağı zaman bu konulardaki hassasiyetleri yabancı ülkeyle karşılıklı imza atılan protokollere bütün ayrıntılarıyla yazılması lazım. Benim durduğum yer budur. Benim değerlendirmem, bütün bunların baştan protokole bağlanması lazımdı.

'Atatürk'le İlgili Bir Sorunumuz Yok'

Birisi Atatürk deyip başkasına saldırıyorsa bu sahip çıkma değil; saldırıdır. Atatürk, bayrak, İstiklal Marşı ülkenin ortak değeridir. Ayrıştırmaya gitmemek lazım. Bu toplumu radikalleştirme operasyonudur. Daha sakin, makul, soğukkanlı şekilde meselenin ne olduğunu tam anlayarak yapmak lazım. Ortak değerler üzerinden ayrıştırıcı söylem içerisine girmemek lazım. Bunu ilişkide olduğumuz ülkeler için de yapmamak lazım. Türkiye'ye yanlış yapıldığında tepkimizi gösteriyoruz zaten.

Bizim Atatürk'le bir meselemiz tabii ki yok. İlk Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk, ülkemizin kurucusu. Cumhurbaşkanımız sık sık ifade eder. 'Bu ülkeye hizmet etmiş, iyilik yapmış herkesi rahmetle anarız. Ülkenin kurucusuna gereken saygıyı gerektiği şekilde gösteririz' der. Cumhuriyet rejimi kurulmuş. Atatürk Cumhuriyeti ilan etmiş.

Can Atalay Kararı

Biliyorsunuz ki yüksek yargı organları arasında alt üst ilişkisi yoktur. Sonuç milletvekilliği dokunulmazlığı söz konusu ve bunun istisnaları var. Bütün bunları açıklığa kavuşturmak için yeni bir Anayasa'ya ihtiyaç var. Hukukçu arkadaşlar dile getiriyor çelişkili ifadeler var diye. Asıl mesele yeni bir anayasa yapmak ve bunun üzerine konuşmak. Cumhurbaşkanımız bunu açıkça ifade etti bu iki yargı organı arasındaki krizde hakem pozisyonundayım dedi. Tabi yüksek yargı organları arasında bir çelişki olması hoş değil. Bunun giderilmesi lazım.